Cumhurbaşkanı Erdoğan, Geleneksel Birlik Vakfı İftarı’nda yaptığı konuşmada, “Birliğimizi bozmaya çalışanlara inat, kutlu davamızın etrafında saflarımızı sıklaştırarak mücadeleye devam edeceğiz. İnşallah omuzlarımızı birbirine kenetleyecek, gözümüzü bir an olsun menzilimizden ayırmayacağız” dedi.PlayCurrent Time0:00/Duration Time0:00Loaded: 0%Progress: 0%0:00Fullscreen00:00Mute
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birlik Vakfı’nın Sultanahmet’teki genel merkezinde düzenlenen 39. Geleneksel Birlik Vakfı İftarına katılarak, bir konuşma yaptı.
“BİRLİK VAKFI, GENÇLERE YÖNELİK EĞİTİM-ÖĞRETİM FAALİYETLERİYLE CİDDİ BİR BOŞLUĞU DOLDURDU”
Birlik Vakfı’nın kurucularından olmanın gururu yaşadığını belirterek vakfın Türkiye’nin kültür hayatına yaptığı eşsiz katkıların yanı sıra, gençlere yönelik eğitim-öğretim faaliyetleriyle de ciddi bir boşluğu doldurduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birlik Vakfı’nın, son dönemde Türkiye’de millî iradeyi ve demokrasiyi hedef alan tüm saldırılar karşısında takdire şayan bir duruş sergilediğini ifade ederek, “Milletimizin hak ve adalet mücadelesine destek veren tüm kardeşlerime buradan teşekkürü bir borç biliyorum. Her birinize mazlum ve mağdurların umudu olan bu ülkeye, büyük ve güçlü Türkiye davasına sahip çıktığınız için şükranlarımı sunuyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birliğimizi bozmaya çalışanlara inat, kutlu davamızın etrafında saflarımızı sıklaştırarak mücadeleye devam edeceğiz. İnşallah omuzlarımızı birbirine kenetleyecek, gözümüzü bir an olsun menzilimizden ayırmayacağız” açıklamasında bulundu.
Vakıf hizmetlerinde, genç kuşaklara yönelik eğitim ve kültür faaliyetlerine ağırlık verilmesi gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gezi olayları ve 15 Temmuz gecesi, Birlik Vakfı’nın omuzlarındaki yükün ne kadar ağır olduğunu bir kez daha gösterdiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabiat boşluk kabul etmez. Her iki hadisede gördüğümüz gibi; şayet biz sahip çıkmazsak, gençlerimizin vatan, millet ve memleket düşmanı habis ellerin oyuncağı hâline gelmesi sadece an meselesidir. Eğer biz evlatlarımızın kalplerini ve zihinlerini iyilikle, hasenatla, ezan, bayrak şuuruyla doldurmazsak, terör örgütleri zehirli ideolojilerini oraya zerk edeceklerdir. Biz genç nesillere kadim değerlerimizi aşılamazsak, sevdirmezsek, yaşatamazsak; sokaklar, televizyon, tablet ve telefon onları popüler kültürün hâkim kodlarıyla yetiştirecektir” diye konuştu.
“TARİHİN TEKERRÜR ETMESİNİ İSTEMİYORSAK DAHA VİZYONER BİR ANLAYIŞLA ÇALIŞMALARIMIZI SÜRDÜRMELİYİZ”
“FETÖ, PKK ve DEAŞ gibi katil sürülerine kaptırdığımız her gencimizin vebali bizlerin, bizim gönüllü teşekküllerimizin üzerindedir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bakınız bu millet hâlâ yüreğinde 1970’lerde sağ-sol kavgasına kurban verdiği körpe fidanların sızısını taşıyor. Bu millet, hâlâ bölücü örgütün zorla dağa kaçırıp birer ölüm makinasına dönüştürdüğü evlatları için gözyaşı döküyor. Bu millet, FETÖ’nün sapkın ideolojisinin 40 yılda mankurtlaştırdığı gençlerinin travmasını yaşıyor. Hiçbirimizin milletimize bir daha benzer acılar, benzer dramlar yaşatma hakkı yoktur. Merhum Akif’in o veciz ifadesiyle ‘Tarih ders almayanlar için tekerrür eder’. Tarihin tekerrür etmesini istemiyorsak, yapmamız gereken daha sıkı, daha kuşatıcı, daha vizyoner bir anlayışla çalışmalarımızı sürdürmektedir.”
“GÖNÜL COĞRAFYAMIZIN DÖRT BİR YANINDAN MAALESEF BU RAMAZAN DA YİNE DUMANLAR, FERYATLAR YÜKSELİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam ve insanlık düşmanlarının Ramazan sevincine gölge düşürmek için ellerinden geleni yaptığına dikkati çekerek, Ramazan’da bile, İsrail yönetiminin Gazze’yi bombaladığını, Suriye rejiminin İdlip’te sivilleri, hastane ve okulları varil bombalarıyla vurduğunu, Yemen’de yüzbinlerce çocuğun kirli bir savaşın kurbanı olarak açlık ve kıtlığın pençesinde kıvrandığını anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Libya’da sırf petrol kuyularının kontrolü için bir kiralık katilin azgınlıklarına göz yumuluyor. Arakan’dan Somali’ye, Afganistan’dan Irak’a kadar gönül coğrafyamızın dört bir yanından maalesef bu Ramazan da yine dumanlar, yine feryatlar yükseliyor. Zalimlerin hep Ramazan ayında biraz daha pervasızlaştıklarına şahit oluyoruz” ifadelerini kullandı.
“BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ KONUSUNDA TÜRKİYE’Yİ ELEŞTİREN KURULUŞLAR İSRAİL’İN EYLEMLERİNE TEPKİ GÖSTERMİYOR”
Uluslararası toplumun İsrail yönetiminin saldırılarına sessiz kaldığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail yönetimi, uluslararası toplumun sessizliğinden aldığı cesaretle, işi medya kuruluşları ve insani yardım teşkilatlarının merkezlerini bombalamaya kadar vardırmışlar ve bizim Anadolu Ajansımızı bombalamışlardır. Çünkü onların bütün kirli yaptıklarının dünyaya duyurulmaması lazım, duyuran kim varsa düşmandır” şeklinde konuştu.
İsrail’in karartma, yıldırma, sindirme politikalarına rağmen Anadolu Ajansı’nın şartları zorlayarak çalışmalarına devam ettiğini, Türk insani yardım kuruluşlarının da her türlü riski göze alarak ihtiyaç sahiplerinin yaralarını sarmaya devam ettiğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, basın özgürlüğü konusunda Türkiye’yi eleştiren kuruluşlardan hiçbirinin İsrail’in eylemlerine tepki göstermemesini eleştirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mesele Türkiye olunca hemen ortalığı ayağa kaldıranlar, Gazze’deki saldırının üzerinden bir hafta geçmesine rağmen halen üç maymunu oynuyor. Basın özgürlüğü kılıfı altında terör örgütü üyelerine bile sahip çıkanlar, kameralar önünde gerçekleştirilen bu saldırıyı görmezden-duymazdan geliyor. Bunun adı sadece çifte standart değil, aynı zamanda zulme ortak olmaktır” değerlendirmesinde bulundu.
“BATILI ÜLKELER MENFAATLERİYLE TEMEL İNSANİ DEĞERLER ARASINDAKİ SEÇİMDE SAMİMİYET TESTİNİ GEÇEMEDİ”
Terörden darbeye kadar hemen her konuda benzer bir çifte standarda şahit olduklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünyaya demokrasi dersi verenler, Türkiye’de 251 insanımızın şehit edildiği kanlı darbe girişimi karşısında darbecileri himaye edebiliyor. İnsan haklarından bahsedenler, Suriye’de on binlerce masumu katleden terör örgütünün elebaşlarını kırmızı halılarda karşılayabiliyor. Barıştan dem vuranlar, sırf çıkarlarını korumak için Yemen’den Libya’ya kadar coğrafyamızı kan ve gözyaşına boğmakta hiçbir beis görmüyorlar. Adalet ve özgürlüğü dillerine dolayanlar, Mısır’da darbe mahkemelerinin kurduğu darağaçlarına seslerini dahi çıkarmıyor tam aksine Avrupa Birliği mensubu ülkeler, Sisi’nin davetine icabetle aynı masada oturup onunla geleceğe yönelik ne yapabileceklerini konuşuyorlar. Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın vahşice öldürülmesinden Yeni Zelanda’daki menfur terör eylemine kadar tüm hadiselerde bu ikircikli tavır bir şekilde kendini ifşa etmektedir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batılı ülkelerin menfaatleriyle temel insani değerler arasındaki seçimde samimiyet testini geçemediklerini, tercihlerini hep dolardan ya da petrolden yana yaptıklarını söyledi.
“TÜRKİYE, HİÇ KİMSENİN MÜSTEMLEKESİ, MANDASI DEĞİLDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yüksek Seçim Kurulu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin yenilenmesine yönelik kararı üzerinden Türkiye’nin hedef alınmasının da Türkiye’nin 17 yıllık kazanımlarını dinamitlemek, Türk demokrasisinin altını oymak amacı taşıdığını kaydetti.
Türkiye’nin bağımsız, egemen, demokratik ve hukukun üstünlüğüne inanan bir ülke olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, hiç kimsenin müstemlekesi, mandası değildir. Topraklarında darbeci katilleri ağırlayanlar, bize hukuk dersi veremez. Seçimle iş başına gelmiş Venezuela Devlet Başkanını devirmeye çalışanlar, bize demokrasiden bahsedemez. İsrail terörüne seslerini yükseltmeyenler, seçim kanunumuz çerçevesinde yürüttüğümüz hak mücadelesine laf edemez” dedi.
“GÖRÜŞ FARKLILIKLARIMIZIN DAVA ARKADAŞLIĞIMIZIN ÖNÜNE GEÇMESİNE MÜSAADE ETMEMELİYİZ”
Türk milletinin 23 Haziran’da özgür iradesiyle tercihini yapacağına inandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Görüş farklılıklarımızın dava arkadaşlığımızın önüne geçmesine müsaade etmemeliyiz. Bulunduğumuz makamlardan azade olarak hepimiz inandığımız, yolunda ömrümüzü harcadığımız kutlu davamızın birer neferiyiz. Koltukların, görevlerin, payelerin hepsi geçersizdir ve geçicidir, baki kalan bu kubbede sadece hoş bir sadadır” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hatalarının, eksik ve noksanlıklarının bulunabileceğini ancak adına “Türkiye” dedikleri davalarına ihanetlerinin vaki olmadığını vurgulayarak, “İç muhasebemizi yapacak, tespit ettiğimiz eksiklikleri giderecek, daha kucaklayıcı, kuşatıcı bir anlayışla mücadelemizi sürdüreceğiz” ifadesini kullandı.